Ana içeriğe atla

Babacan: Türkiye’nin refleksi Rusya’nın hesabını bozdu

03.03.2020

İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, 27 Şubat’taki hain saldırının ardından Türkiye’nin gösterdiği refleksin Rusya’nın hesaplarını bozduğunu söyledi.

aa

İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, son dönemde İdlib’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Babacan, Türkiye’nin 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından uluslararası siyasette konsept değişikliğine gittiğini kaydederken terörü kaynağında kurutmak için Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve son olarak Bahar Kalkanı Harekatlarını gerçekleştirdiğini söyledi. Türkiye’nin İdlib’de emperyal hedeflerle yer almadığını vurgulayan Babacan, Rusya’nın desteklediği ‘Esad Rejimi’nin İdlib’de Soçi ve Astana mutabakatlarına aykırı şekilde sivilleri ve TSK’yı hedef aldığını söyledi. Türkiye’nin İdlib’de etnik ve mezhebi katliamları engellemek için yer aldığını kaydeden Babacan şöyle dedi: “Esad Rejimi, Astana Mutabakatını ihlal ederek TSK’yı hedef aldı. Maalesef 36 şehidimiz var. Esed ve Rusya’nın İdlip’te saldırgan olmasının altında 4 milyon insanı tabire caizse süpürerek Türkiye’nin sınır kapılarına itmek yer alıyor. Temel hedefleri Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak. Orada yer alan insanlar onlar için önem taşımıyor. Yegâne hedefleri Suriye’yi insansızlaştırmak. Bu süreç sonunda terör devleti oluşturmak istiyorlar. TSK, İdlib’te yaptığı operasyonlarda bölgede oluşabilecek PKK ve diğer terör unsurlarının olası saldırılarının önüne geçmek istiyor.”
“RUSYA TÜRK İNSANINI UNUTUYOR”
Türkiye’nin bölgede yaptığı başarılı operasyonlar ve gösterdiği siyasi iradeyle Rusya’nın hesaplarını bozduğunu kaydeden Babacan, Türkiye’nin 27 Şubat’taki saldırıdan sonra verdiği askeri refleksin TSK’nın operasyon kabiliyetini de ortaya koyduğunu belirtti. Operasyonların Türkiye ve Rusya arasında önümüzdeki Perşembe günü yapılacak olan görüşmeye kadar kararlılıkla devam etmesini beklediğini ifade eden Babacan şöyle dedi: “Rusya, Türkiye’nin operasyonlara somut bir şekilde devam etmesinden çekiniyor. Türkiye’nin masaya ne kadar güçlü geleceğini öngöremiyor. Putin’in üstü kapalı tehditleri bu yüzden. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov yaptığı açıklamada ‘Rusya, sahadaki tek meşru güç.’ dedi. Burada ‘Türkiye gayrimeşru’ demek istiyor. O zaman Rusya, Türkiye ile Astana’da neden imza attı? Uluslararası hukuk meşrutiyeti buradan gelir. Rusya, Libya'da darbeci Halife Hafter’i de devreye soktu, diplomasi masasına maksimum kozla oturmak istiyor. Türkiye ise, ‘Ben sahada gücümü gösteriyorum, daha da göstereceğim. Esad’lı bir Suriye’den bana bahsetme.’ diyor. Rusya, 27 Şubat’taki saldırının ardından Türkiye’nin ateşkes talebiyle masaya oturacağını öngörüyordu ancak Türk insanını unutuyor. Türk insanı, hain saldırının ardından 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde olduğu gibi refleks verdi.”
“NATO’NUN KIRILGAN NOKTASI SOVYETLER”
‘Müttefik’ NATO’nun tarihsel süreçte Türkiye’nin doğrudan yanında olmadığını ifade eden Babacan, NATO ve özelde ABD açısından hassas noktanın ‘Sovyetler’ faktörü olduğunu söyledi. ABD’nin alan hakimiyetini Rusya’ya tamamen kaptırmak istemediğini kaydeden Babacan şöyle devam etti: “Körfez krizinde, 2003 Irak krizinde hatta DAEŞ ve PKK’nın ülkemize saldırdığı durumlarda NATO 5. maddeyi işletmedi. Çıkar ve öncelikler ayrışıyor elbette ancak NATO ve özelde ABD açısından çok hassas ve kırılgan nokta ‘Sovyetler’. ABD sahadaki alan hakimiyetini Rusya’ya kaptırmak istemiyor. Bu durum psikolojik domino etkisi oluşturur. NATO ülkeleri içinde Rusya’nın hakimiyet sahası içinde olabilecek ülkeler mevcut. Bu ülkeler NATO stratejisi açısından kendisini tehdit altında hissetmemeli. Bu açıdan bakıldığında NATO, Türkiye’nin yanında olacaktır.”

Son Güncelleme Tarihi: 24/02/2023 - 16:18