Ana içeriğe atla

Ömer: Türkiye’de 7,5 milyon diyabet hastası var

14.11.2018

İstanbul Medipol Üniversitesi ‘14 Kasım Dünya Diyabet Günü’ kapsamında düzenlenen konferansa ev sahipliği yaptı. Konferansta konuşan Uluslararası Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Ömer, Türkiye’de 7,5 mil..

862-9b70-4152-89a5-28695ba003e

İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp ve Uluslararası Tıp Fakülteleri ile Beslenme ve Diyetetik Bölümü tarafından ‘14 Kasım Dünya Diyabet Günü’ kapsamında konferans düzenlendi. Konferansta diyabet hastalığı tüm yönleriyle ele alındı. Güney Kampüs Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe İstanbul Medipol Üniversitesinden Uluslararası Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulkadir Ömer, Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Servet Erdal Adal, Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Serpil Çolak, Medipol Mega Üniversite Hastanesinden Diyabet Hemşiresi Canan Bozdağ ve Okan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Alphan konuşmacı olarak katıldı.

“DİYABET KELİMESİ İLK KEZ ANADOLU’DA KULLANILDI”

Çok sayıda öğrencinin takip ettiği konferansın açış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Abdulkadir Ömer, diyabetin toplumda görülme sıklığı artan ciddi bir hastalık olduğunu söyledi. Diyabet kelimesinin ilk kez Anadolu topraklarında, Kapadokya’da M.S. 2. yüzyılda Arateus tarafından kullanıldığını kaydeden Ömer, dünyada 415 milyon, Türkiye’de ise 7,5 milyon insanın diyabet hastası olduğunu ifade etti. Türkiye’de şeker hastası olduğunun farkında olmayan insan sayısının da 3 milyon civarında olduğunu belirten Ömer şöyle dedi: “Diyabet, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önlem alınması gereken çok ciddi bir hastalık. Diyabet, kan şekerinin normalin üzerine çıkması, kontrol dışı yükselmesidir. Kronik bir rahatsızlık olan diyabet, böbrek rahatsızlıkları ve görme sorunları başta olmak üzere pek çok hastalığa da neden oluyor. Buna rağmen diyabetle sağlıklı olarak uzun yıllar yaşamak artık mümkün. Tıbbın bugün geldiği noktada diyabetin tedavisi mümkün. Ancak tedavinin bir ekip işi olduğunu belirteyim. Ekipte hekim, diyetisyen, psikolog, cerrah, fizyoterapist ve eczacı gibi birçok üye bulunur. Ekibin en önemli parçası ise hastanın kendisidir ve onun kararlı olmasıdır.”

“AVRUPA’DA EN HIZLI DİYABET ARTIŞI TÜRKİYE’DE”

Okan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Alphan ise diyabetin Avrupa ülkeleri içinde en fazla Türkiye’de arttığını belirtti. Diyabete karşı önlem alınmazsa erken yaşta ölümlerin artacağını kaydeden Alphan, Rusya ve Almanya’nın ardından diyabet görülme sıklığında Türkiye’nin üçüncü olduğunu açıkladı. Türk toplumunda Amerikan tipi beslenmenin artması ile birlikte diyabetin arttığını belirten Alphan şöyle dedi: “Türkiye’de son yıllarda diyabetli hasta sayısında artış var. Bunun nedenleri arasında, teknolojik aletlerin başında çok fazla zaman geçirmemiz, spor yapmayı sevmeyişimiz ve Amerikan tipi beslenmenin artışı başı çekiyor. Diyabeti kontrol altında tutamazsak erken yaşta ölümlerle daha sık karşılaşacağız. Diyabette yaşam boyu tedavi ve izleme önemlidir. Kilo kaybı tedavinin ilk seçeneğidir. Çünkü önerilen miktardaki kilo kaybı ile metabolik risk faktörlerinin hepsi veya pek çoğu azalır. ‘İlacı alırsak, insülini vurursak, istediğimizi de yeriz’ düşüncesi de yanlış. Beslenme tedavisi uygulamak zorundalar. Yanlış bilgilendirmeler nedeniyle hastalar yasaklarla boğuşuyor. Halbuki diyabetteki beslenme, herkesin uygulaması gereken sağlıklı bir beslenmedir. Diyabetliye şeker bile verebiliyoruz, şekeri verdikten sonra diğer yiyeceklerin de kontrollü olarak verilmesinin hiçbir sakıncası yok. Yeter ki kişi kendini kontrol edebilsin, miktar çok daha önemli. Diyet eziyet değildir, hiçbir zaman da olmamıştır.”

Son Güncelleme Tarihi: 01/03/2023 - 15:50