Dinçer: Demokratik bir devlet kurmak isteğiyle yola çıktık

Medipol Üniversitesi Hukuk Kültürü Kulübü’nün davetlisi olarak Kavacık Kampüsü’nde konuşma yapan Dinçer’i Rektör Prof. Dr. Sabahattin Aydın, Hukuk Fakültesi Dekanı M. Akif Aydın, öğretim üyeleri ve öğrenciler dinledi. “Yeni Türkiye Yeni Zihniyetle Kurulur” başlıklı konuşma yapan Dinçer, göreve geldiklerinde otoriter bir devlet yerine demokratik bir devlet kurma isteğiyle yola çıktıklarını söyledi. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Levent Korkut'un moderatörlüğünde konuşan Dinçer, bu kapsamda birçok adımların atıldığını söyledi. Türkiye’de sistematik olarak demokrasinin geliştiğinin açık bir şekilde söylenebileceğini ifade eden Dinçer, “Tüm Türkiye’deki sistemi değiştirecek bir yapı oluşturalım ve demokratik bir ülke olsun istedik. Bu konuda Avrupa Birliği’ne uyum paketleri çerçevesinde ve kamu yönetimi reformları çerçevesinde çok adım atıldı. Türkiye’de sistematik olarak demokrasinin geliştiğini çok açık bir şekilde ifade edebiliriz. Tamamlanmadı ve bitmedi ama hemen şunu söylemeliyiz, eğer demokratikleşmeyi uzunca bir süreç olarak kabul edersek bunu uzmanlar iki ana safaya ayırıyor. Birincisi demokratikleşmenin geliştirilmesi safası, ikincisi ise demokrasinin sağlamlaştırılması safası. Türkiye’de demokrasinin geliştirilmesi ile ilgili olarak 2003 yılından itibaren hayranlık uyandıracak çalışmalar ve adımlar atılmıştır.” dedi.

“KAMUDA MANTIĞI TAM TERSİNE ÇEVİRDİK”

 AK Parti Hükümetleri döneminde yapılan kamu reformlarından da bahseden Dinçer, bu dönemde yerel yönetimlerin yapısının güçlendirildiğini söyledi. Dinçer, “Planlama, yürütme ve denetleme… Planlama ve denetleme işini merkezi idareye bıraktık, yürütme işine iki yoldan baktık. Bir, ulusal nitelikte olan bütün hizmetler merkezi idarede kalacak, onun dışındaki tüm yerel mahalli ve müşterek hizmetleri yerel idarelere bıraktık. Ana mantık buydu. Önceki düzenlemelerde merkezi idari genel bir yetki ile yetkilendirilmişti. Merkezi idare her işi yapardı. Mahalli idareler ise hangi işi yapacak ise kağıda aktarılır, tek tek tanzim edilirdi. Biz ise öyle yapmadık. Merkezi idarenin görevlerini saydık. Mahalli ve müşterek hizmetlerin tamamını belediyeler ve il özel idareler yapar diye genel bir yetki verdik. Yani mantığı tam tersine çevirdik.” diye konuştu.